Zaten bir kedim olduğu için büyülü hayvan evine uğramayacaktık. Evet, bir kedim var. Onu babam sekizinci doğum günümde almıştı bana. Gerçekten çok istiyordum. Uzun gri -aralarında beyaz ağırlıklı- tüyleri var. Genelde ona "tüy yumağı" diye sesleniyorum bir adı olmasına rağmen. Adı Scamp. Adından da belli olduğu gibi çok haylazdır. Benimle oynamaktan çok hoşlanır. Özellikle ders çalışırken uğraşmaya bayılır. Kötü olduğum zamanda beni neşelendirmeyi başaran nadir canlılardan biridir.
Tek durağımız kalmıştı. Aktar sihir malzemeleri dükkanı... Kazan gibi birkaç iksir malzemeleri almalıydık.
Kapıdan birer birer içeri girdik. Kaynayan kazanlar, sihir tüpleri dikkatimi çekmişti. Farklı farklı iksirlerin kokuları karışmıştı. Bundan dolayı dükkanda ağır bir koku hakimdi. Babam bu kokulara alışkın olduğu için bir tepki göstermemişti. Ama annem için aynı şey söylenemezdi. Yüzündeki iğrenme ifadesini saklayamıyordu. Anneme hak veriyordum.
"Bu koku... Gerçekten hoş değil!" dedi ve kendini dışarı zor attı.
Babam ve ben hala aktardaydık. Annem dışarıda beklemeye karar vermişti.
Biraz sonra satıcı yanımıza doğru yaklaştı.
"Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Biz okul için gerekli sihir malzemeleri almak istiyoruz." diye yanıtladı babam.
"Malzemeler nelerdir acaba?"
"Şey... Bir dakika." dedi adama ve bana döndü.
"Kızım, malzemelerin listesi sende mi?"
Babamın bu sorusu üzerine ceplerimi yokladım ama bulamadım.
"Annemde olmalı baba. Hemen dönerim." dedim ve hızla kapıdan çıktım.
"Anne sihir malzemelerinin listesi sende mi?"
"Evet tatlım çantamda."
Elini çantanın içine soktu ve aramaya koyuldu. Karışık çantada listeyi bulmakta epey zorlanıyordu annem. Sonunda listenin bulunduğu kağıdı çıkardı ve bana uzattı.
Hızla dükkandan içeri girdim.
"Afedersiniz, geciktim. Annem... Listeyi bulmakta zorlandı da."
Listeyi satıcıya uzattım. Bu açıklamayı aslında satıcı için yapmıştım ama o oralı bile olmamıştı. Listeye göz attı söylenerek malzemelerin bulunduğu bölüme yol aldı.
Satıcı bayağı bir gecikmişti. *Sanki inadına yapıyor!* diye düşünmeden edemedim.
Nihayet, elinde listede yazan tüm eşyalarla geri dönmüştü. Babam ve ben eşyaları aldık ve hızla dükkandan dışarı çıktık.
Hepimiz çok yorulmuştuk. Eve gitmeye can atıyorduk. Biraz eğlenceli biraz da sıkıcı okul alış-verişim böyle sonlanmıştı. Ama en eğlenceli tarafı tabi ki asa seçimiydi.