Asalar

O sabah annemin sesiyle uyandım. '' Lily,Albus,James hadi uyanın!'' bu sesi duyar duymaz kalktım ve banyoya koştum. Çünkü ağbeylerimle konu banyoysa hep olay çıkarırız. Ama onlar biraz ayyaş ve kalkmakta zorlandıkları için genelde ben kazanırım. Neyse banyodan çıktığım zaman, odama koşup hemen saçımı tarayıp iki yandan topladım ve mavi, dantelli elbisemi, ona uyan çorapları ve ayakkabılarımı giyip koşarak aşağı indim. İlk durağım pencere oldu. Aile baykuşumuz Akıllı Hagrid benim ve ağbeylerimin mektuplarını getirmişti. Mektupta aynen şöyle yazıyordu: Sayın Bayan Lily Luna Potter: Hogwarts'a alındığınızı söylemekten mutluluk duyar,
İyi bir sene geçirmenizi dileriz.
Not: Malzemelerinizi almayı unutmayınız.
Sevinçten havaya uçmuştum ve çok heyecanlıydım! Sonunda Hogwarts'a kabul edilmiştim ve bundan daha iyi bir haber olamazdı! Ağbeylerime kabul mektuplarını vedikten sonra hep birlikte masaya oturduk. Ve bu sırada annemin masayı her zamankinden daha özenli hazırladığını fark ettim. Beyaz ipekten masa örtüsünü sermişti ve masada çıkarmaya kıyamadığı değerli çin porselenleri vardı ayrıca o kadar çok çeşit yemek yapmıştı ki masada bir tek kuş sütü eksikti. Kahvaltıdan sonra uçuş tozunu kullanarak Diagon Yolu'na gidecektir. Her yıl ağbeylerimin okul malzemelerini daha önce birkaç kere gitmiştim ama bu sefer farklıydı. Çok heyecanlıydım ve kelimeleri yanlış söylemekten korkuyordum ama yine de uçuş tozunu avuçlarımın içine aldım ve: ''Diagon Yolu''
diye tüm gücümle bağırdım! 1 saniye sonra ordaydık ve ilk Ollivander's a uğramaya karar verdik. Birkaç dakika sonra Asa Dükkanının önündeydik ve ben çok heyecanlıydım. Sonunda ilk asamı alacaktım! İçeri girince yoğun bir toz ve küf kokusu hissettim ama birkaç dakika içinde bu kokuya alıştım. Bay Ollivander's kısa boylu, beyaz saçlı, zayıf ve sevecen bir adamdı ve bana gülümseyip: ''Galiba asa almaya geldin''
deyip bana milyonlarca kutunun içinden bir kutuyu bana uzattı. Kutuyu açıp asayı elime aldım. Bay Ollivander's bana asayı sallamamı söyledi ve ben de hemen asayı salladım ama tam o anda bir komodinin üzerindeki lamba milyonlarca parçaya ayrıldı. Hızlıca asayı kutunun içine bıraktım ve kekeleyerek özür dilemeye çalıştım. Bay Ollivander's bana önemli olmadığını sadece yanlış asa olduğunu söyledi ve bana başka bir kutu uzattı. İçindeki asayı salladım ama bu sefer birkaç kutu füze gibi havaya uçtu. Bunun üzerine Bay Ollivander's bana başka bir kutu verdi ve kutudaki asayı elime alır almaz asa altın rengi bir ışık saçtı ve havada birkaç metre yükselip yeniden normale döndü. Asam normale döndükten sonra herkesin bana bakıp gülümsedğini fark ettm. Annem, babam, ağbeylerim Albus ve James ve Bay Ollivander's. Sonra da Bay Ollivander's bana şöyle dedi:
''Sonunda asan seçimini yaptı küçüğüm''
Ben de sonra herkese gülümsedim.