Zaman ve mekan: Bilinmiyor, Spinner's End Çocuk Parkı-Yoldaşlık karargahı
Kurgu:Aralarında Crystal'ın da bulunduğu bir grup Ölüm Yiyen saldırıemri almışlardır. Bu emri yerine getirmek üzere Spinner's End'de giderler ama Crystal orada Yoldaşlık'la çatışırken yakalanır.
Kişiler: Madison Crystal Lestrange, Ölüm Yiyenler, Alastor Moody, Nymphadora Tonks, Kingsley Shacklebolt
Lucius Malfoy "Karanlık Lord, Spinner's End'deki Çocuk Parkına saldırmamızı emretti! Dolohov, Rodolphus, Rabastan, Rookwood, Crystal, Yaxley, Avery ve Carrow kardeşler benimle geliyorlar. Saldırıyı ben komuta ediyorum. Herkes arkamdan Spinner's End'e cisimlensin." dedikten sonra Ölüm Yiyen Karargahı'ndan yok oldu. Herkes nereye gideceğini biliyordu. Malfoy cisimlenir cisimlenmez, Crystal da dahil ismini söylediği bütün Ölüm Yiyen'ler arkasından cisimlendi.
Crystal, Çocuk Parkı'na ayak basar basmaz etrafı incelemeye koyuldu. Şu anda henüz ikindi vekti olduğu için her yer küçük çocuk kaynıyordu.Crystal yüzünü ekşitti. Küçük sümüklü çocuklardan oldum olası nefret ederdi. Onlara işkence etmek çok zevkli olacaktı. Küçük mızmız çocuklar ise onlar üstlerine yürürlerken hiçbir şey farketmemişlerdi. Oyun oynamakla öylesine meşguldüler.
"Crucio!"
Alecto Carrow'ın laneti, taktravallide sallanan bir çocuğu vurdu. Çocuk çektiği büyük acıyla taktravalliden düştü. Crystal içinden güldü. Demek çocukların onları farketmesini sağlamak için etrafta birilerinin acı çekiyor olması lazımdı.
***********
"Crucio!"
"Crucio!"
"Crucio!"
Atılan her Crucio lanetinde bir çocuk çığlık atıyordu. Ama bu çığlıklar Ölüm Yiyenler'i daha çok eğlendiriyordu. Hele de Crystal'ı. Buraya geleli yarım saat kadar olmuştu. Ve bu sefer her şeye burnunu sokan Yoldaşlık da yoktu. Üç gün önceki eğlencelerine de karışmışlardı. Ama bu sefer hiçbir şey yapmıyorlardı.
"Cru-"
Crystal tam laneti tamamlarken asası elinden uçtu. Hemen arkasını döndüğünde iki farklı gözü de onun üstüne dikilmiş bir Moody'le karşılaştı. Lanet olasıca Yoldaşlık! Karışmasalardı olmuyordu sanki!
"Ooo! Bu ne sürpriz?" diye sordu Crystal, eğlenir gibi. Aslında artık hiç de eğlenmiyordu.
"Sobelendiniz Madam. Hem de sayamayacağım kadar çok kez." diye alay etti Moody. İkisi de asalarını düelloya hazır bir şekilde tutuyorlardı.
Crystal "Sen orada konuşup çene yor da ben seni öldürmüş olayım." dedi Crystal asasından yeşil bir ışın göndererek. Moody, laneti savuşturup Crystal'a kırmızı ışınlar yağdırmaya başladı.
"Sersemlet! Petrificus Totalus!"
Crystal, Moody'nin art arda yolladığı büyüleri savuştururken güldü. "Onlar çocuk büyüsü Moody! Gel de sana nasıl büyü yapıldığını öğreteyim! Sana özel kurs bile açarım istersen! Avada Kedavra!"
Moody konuşmanın sonunda söylediği laneti engelleyip bir Crucio attı. Sert oynamaya başlamıştı.
"Sonunda gerçekten oynamaya başladın ha!" dedi Crystal onun dikkatini dağıtmak amacıyla. Haşır neşir olduğu lanetler etrafında dans ederken Crystal onlarla uygun adım olarak hareket ediyordu. Elbette Moody de öyle. Ama tahta bacağı yüzünden hareket etmekte zorlanıyordu.
Crystal bunu idrak ettiği anda yüzünde bir yılanın sinsi sırıtışı belirdi. Reducto!
Crystal'ın laneti tahta bacağa isabet etti. Bacak lanetin ona isabet etmesiyle parçalandı. Neye uğradığını anlayamayan Moody ise bu nahoş darbeyle yere çakıldı.
Bu arada Crystal'ın arkasında Avery'yi haklamış olan Kingsley Shacklebolt, Moody ve Crystal'ı gördü ve ağzı açık kaldı. Onu şaşırtan besbelli Moddy'nin kırılmış tahta bacağı ve tekrar ayağa kalkamayan Moody'nin görüntüsüydü.
"AVADA-"
Kingsley'nin arkadan yolladığı Sersemletme büyüsü ona isabet edince Crystal'ın laneti yarıda kaldı ve genç cadı orada bayıldı.
O sırada aval aval Crystal ve Moody düellosunu izleyen Amycus Carrow uyandı ve Moody'ye bir Öldüren Lanet yolladı. Fakat Moody "Gidiyoruz!" diye bağırıp can havliyle kendini Crystal'ın üzerine atıp onunla birlikte buharlaştı.
Amycus Carrow "Lanet olsun!" diye bağırdı önündeki kuma tekma atarak. "Crystal'ı aldılar."
* * *
Crystal gözlerini açtığında bir kanepede yatıyordu. Etrafında ise Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyeleri vardı. Bazılarını tanımıştı. Alastor Moody, Tonks, Kingsley... Öyleyse burası da karargahları olmalıydı.
Birden gerçek Crystal'ın kafasına dank etti. Yakalanmıştı.
Crystal hızla ayağa kalktığı anda yediği büyüyle tekrar oturmak zorunda kaldı.
"Ne istiyorsunuz?"
"Sonunda uyuyan güzel uyandı ha?" dedi Moody. O da karşısındaki tekli koltukta oturuyordu. Kırık bacağını sehpaya uzatmıştı.
"Size ölsem bile hiçbir kelime etmem." diye tısladı Crystal.
"Öyle mi dersin güzelim? Acaba Veritaserum'u içince ne diyeceksin?"
Hayır! O şeyi Crystal'a içirtemeyeceklerdi. Hiçbir kelime alamayacaklardı onun ağzından.
"Veritaserum'u getirsin biriniz." dedi Moody. Bu söz üzerine Tonks hemen Veritaserum almaya gitti.
Tonks döndüğünde şişeyi Moody'ye uzattı ama Moody "Sen içirt." dedi. "Bu acağımla ancak tek ayak üzerinde ayakta durabilirim. Madam Lestrange çatışma esnasında bacağımı kırmayı başardı."
Tonks elinde Veritaserum şişesiyle ona doğru hamle ettiğinde Crystal hızla cebinden çakısını çıkarttı. Onu boğazına tuttu. "O şeyi bana içirtirsenz kendimi öldürürüm." Sözlerinde blöfün zerresi yoktu.
Bu sözler üzerine herkes şaşkına dözdü ama Moody onları sakinleştirip "Blöf yapıyor." dedi. Crystal "Hayır yapmıyorum!" diye bağırıp çakıyı boğazına biraz daha bastırdı.
Tonks elinden çakıyı almaya çalışıyordu. Ama Crystal bırakmıyordu. Sonunda asasın çekip Çağırma büyüsü yapınca çakı onun eline geldi. Crystal burnundan bir hıh sesi çıkardı. Başta Çağırma büyüsü kullanırdı Crystal onların yerinde olsa.
Tonks, Crystal'ın başını çenesinden tutup yukarı kaldırdı ve ağzıne Veritaserum döktü. Crystal o Veritaserum'u yutmamak için tüm gücüyle çabaladı. Ve başarılı da oldu. En sonunda ağzındaki tüm Veritaserum'u Tonks'un yüzüne tükürdü.
Tonks bu harekete çok sinirlendi. Crystal'a tekma tokat dalmak istiyormuş gibi görünüyordu.
"Ne olursa olsun ona Veritaserum'u içirtin!" diye bağırdı Moody.
Crystal Veritaserum'u içmemek için tüm gücüyle mücadele ediyordu. En sonunda Kingsley'nin elindeki Veritaserumm'a tüm gücüyle vurup tüm iksirin ziyan olmasını sağladı. Herkes yerdeki Veritaserum'a bakakaldı.
"O bulabildiğim son şişeydi." dedi Tonks. "Tüm stoklar tükendi."
"Başka yok mu yani?!" dedi Moody.
Crystal çılgınca gülmeye başladı. "Galiba bana Veritaserum'u ancak minimum olarak 1 ay sonra içirteceksiniz." dedi. Sonra tüm gücüyle bir dakika önce yanına gelmiş olan -elbette koltukla birlikte- Moody'nin yüzüne tükürdü.
Moody, gözleri fincan fincan "Atın şu kadını Azkaban'a! Ölsün gebersin orada!" diye hırladı. "Ağzını da bağlayın."
Bu emir üzerine Kingsley ve Crystal'ın tanımadığı biri onu Sersemletirken Crystal'ın son düşüncesi Azkaban'ın nasıl bir yer olduğuydu. Çünkü biliyordu ki mutlaka oraya gidecekti. Yakalandıktan sonra korkunun ecele faydası yoktu.