Şimdi gitmeleri gereken tek yer kalmıştı. Aktar. Ondan sonra eve gideceklerdi. Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı.
"Anne! Ben şuradaki şömineyle eve gitsem olmaz mı? Siz İksir malzemelerimi alıp arkadan gelirsiniz."dedi Helena. Gerçekten eve gitmek istiyordu.
Ancak annesi yerine Mr Covenant cevap verdi.
"Hayır küçük hanım! Zaten bir aktar kaldı, ondan sonra istesen de burada kalmayacağız."
"Tamam tamam!" dedi Helena.
Çabucak Aktar'a girdiler. Girdikleri anda burunlarına acı bir koku geldi. Helena bir an kusacağını sandı. Etrafta hazır iksirler, kazanlar ve o tip sihirli zımbırtılar vardı.
Helena hemen dışarıya fırladı. O dükkanda daha fazla kalırsa midesindekiler dışarıya çıkacaktı. Kimsenin görmüş olması umrunda değildi. Helena temiz havaya çıktığı için rahatladı.
Yarım saat sonra Covenant'lar, elinde bir ton malzeme ile dışarıya çıktılar.
Mr Covenant "Hadi hadi!Bittim bunları taşımaktan. Çabuk şuradaki şömineye- en yakındaki şömineyi işaret etti- gidin. Eve gidiyoruz." dedi.
Helena o anda kendini 'Nihayet!' diye bağırmamak için zor tuttu.