Sonun Başlangıcı!
Kurgu:Jonathanın seherbazlığa ilk adımı
Yer:San Francisco
zaman:DeğişiyorSon sahne bir kez daha yaşanıyordu. Jonathan, devasa salonun en dar köşesinde siyah kanepenin içine şarap şişeleriyle
birlikte gömülmüş, hayatının nasıl olup ta birden bire altüst olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Bu gece, tıpkı her gece olduğu gibi, gün içinde bastırdıkları sanki sinsice bedeninden dışarı taşmış ve bir ton yük olup
üstüne çökmüştü.Bedeni her geceki kadar uyuşuk, sarı saçları her geceki kadar dağınık,genelde ışıl ışıl parlayan deniz
gibi mavi gözleri hiç olmadığı kadar kanlıydı. O kan çanağı gözler cam sehpanın üstündeki süpürgeye, asaya, cüppeye ve
babasının fotoğrafına devamlı gidip geliyordu…
Diğer gecelerden tek belirgin fark o iki mektubu yok etmek için özellikle yaktığı şömineydi. Yüzünde alev gölgeleri, bu
ılık mayıs gecesinde alevleri iyice körüklüyordu.
Elindeki şarap bardağının son yudumunu da içip bardağı yere attı.İkinci şişeye uzanmadan önce gözlerini az önce baktığı
şimdiyse tınlamadığı annesinin resmine çevirdi.
‘‘Biliyor musun,’’ dedi şişeye Jonathan
‘‘ben sana çekmişim. Tükendiğin halde, utanmadan
ayakta durabiliyorsun hala.’’Yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi.
‘‘Öyle ya
tanrıyız biz! Devrilir miyiz hiç?’’ birden aklına, az önce şömineye attığı o şaşalı yazılarla yazılmış yazı geldi.
Godric Hollow
No:33
Jonathan Sezluca
John umarım tekrar aramızda bulunursun.
Ailenin ölümü seni sarsmış olmalı, biliyorum ama sende şunu unutma
!!!Bakanlığın’ın sana ihtiyacı var!!!
Yazacak başka bir şey bulamıyorum en yakın zamanda Hogwarts’ ta uçuş profesörü olarak çalışırsın saygılarımla.
Sihir Bakanı
''Mektuptan anladığım kadarı ile, Sihir bakanlığı,Beni gerçekten bakanlıkta'ta istiyor'' diye iç geçirdi Jonathan sonra
tekrar az önce bıraktığı şarap kadehine döndü.
''Söyleyin bana, şişeler''dedi.
''Tüm bunlar
ne anlama geliyor?'' Sustu. Az önce çattığı kadehten şimdi yardım dilendiği için kendine kızmıştı.Ama onlardan
başka kime sorabilirdi bu soruları? Başka kim onu yargılamadan dinlerdiki?
''Babamın son sözü nekadar doğruymuş, değilmi? dedi. ''Eşsiz birşey şu sihir demişti babam. Kesinlikle eşi yok
sihrin'' Kısa bir sessizliğin arkasından mektubu ne yaptığını hatırlamaya çalıştı ah evet Mektubu elinde
buruşturup ateşe fırlattı.Artık Kesinlikle bakanlığa gidiyordu.Jonathan içinden accio asa,süpürge ve cüppe dedi.Ve
eşyaları yanında uykuya daldı.
Jonathan, kapı ziliyle irkilerek uyandı başı çatlıyor, hafif çalmasına rağmen, zil her çalışında bıçak gibi beynine saplanıyordu.
Bay Sezluca!... Bay Sezluca!... Kapıyı açın lütfen!'Jonathan hatılamıştı muggle postacıydı bu. Kanepeye tutunup doğrulmaya çalışırken sendeledi.Ayakta zor duruyordu.Yarı
emekleyerek yarı savrularak kapıya ulaştı. Güvenlik kamerasının ekranında,gelenin Luther olduğunu gördü.Bu güne kadar
kendisine gönderilen birçok hediye paketini ve çiçeği getiren postacı. Kappıyı açtı. Gabriel, tepesi neredeyse çenesine
değen, sarı kurdelelerle süslenmiş bir paket tutuyordu elinde.Koyu kahverengi teni, aynı renk tulum ve şapkası, elindeki
kahverengi paketle tam bir uyum içerisindeydi.
''İyi günler bay jonathan,''dedi Luther. ''San Francisco' nun en bonkör beyefendisine gönderilmiş bir paketim
var.Acaba onun burada yaşayıp yaşamadığını biliyormusunuz?'' ''Paket getirmek için biraz erken değilmi, Luther?''''Öyleyse burası doğru adres olmalı,'' dedi luther gülümseyerek.''Saat kaçki?''''On iki civarı.''''Yaa, okadaroldumu sahi?''Jonathan paketi aldı ve kayıt defterine kendi imzasından başka herkesinkine benzeyen bir imza kondurdu.
Jonathan herzamanki gibi. '' Hayranlarım bizi tekrar buluşturana kadar hoşçakal.'' diyerek vedalaşmaya fırsat vermeden kapıyı kapattı...
Hediye paketi almak herzaman Jonthanı heyecanlandırırdı. Ama bu sefer durum farklıydı biraz. Ne paketin içinden çıkacak
şeyi, nede bu paketi kimin gönderdiğini bilmiyordu.Paketi yere bıraktı.Salona döndüğünde, antre boyunca uzanan aynada,
mavi gömleğindeki şarap lekelerini fark etti. Ve o anda babasını hatırladı. Bu günlerde sıkça yaşadığı için alıştığı bir
durumdu bu; aklı ne ile meşgul olursa olsun, karşısına çıkan küçük, görünüşte önemsiz bir şey bile, Jonathanın babasını
görmesine sebep oluyordu.Bir renk, bir koku, bir kelime... Artık burda yaşayamazdı hemen bakanlığa doğru uçtu... Amacı
ölüm yiyenlere köstek olacak bir seherbaz olmaktı. Ve bağırdı :
Sonun başlangıcı! Hayatım temelli değişiyor!
seviye yükseltmek içindir.