Görev

Konu: Görev Ptsi Ocak 03, 2011 11:54 pm

Yer:Karanlık mahsen-Knockturn Sokağı
Kurgu:Madison Crystal Lestrange adında bir ölüm yiyen hakkında yakalama emri verilmiştir,bu ölüm yiyenin arkasından gidecek kişiler Hillary ve Luciustur.Onlar yakalamakta ne kadar kararlılarsa Madison Crystal Lestrange adı verilen bu kız kaçmakta da o kadar kararlıdır,zorlu bir mücadelenin kapıları aralanmıştır..
Katılanlar:Lucius Septimus
Hillary Black Bucks
Madison Crystal Lestrange

Hava soğuk ve pusluydu,yoldaşlıktan gelen haber üzerine bakanlıktan aceleyle ayrılmış,sıcak ofisini bırakıp soğuktan titreyerek Knockturn Sokağına yürüyordu.Baş belası ölüm yiyenlerden biri yakıyı ele vermişti. Aslında konuşacakları konu ve muhtemel olan görevi tahmin etmek basitti,ölüm yiyen hakkında yakalama emri çıkartıılacak her zamanki gibi peşinden o ve yoldaşlıktan seçilen bir kişi koşacaktı.Etrafa şöyle bir baktığında düşüncelerinden sıyrıldı..Sokaktaki evlerin boyaları kalkmış,sıvaları dökülmüş ve çoğunun da camı kırılmıştı."Aman ne güzel gün!" diye iç geçirdi.Gün içinde onu bekleyen süprizlerden haberi olsa şu ana kadar yaşadıklarını lütuf sayardı.Karanlık mahsene vardığında burnuna kesif bir küf kokusu çarptı.-toplantı için seçilen mekan en az yürüdüğü sokak kadar iç karartıcıydı.- İlerlemeye devam ettiğinde koku çürümüş gıda artığı kokusuyla karışıyordu.Mümkün olduğu kadar nefesini tuttu.Sonunda toplantının olduğu odaya girdiğinde içeride 2 3 kişi olduğunu gördü,Hillary şömineye ellerini uzatmış ısınmaya çalışıyordu.Yanına gidip selam verdi,ikisininde bulundukları yer ve yol boyunca görmek zorunda kaldıkları manzaralardan hoşnut olmadıkları belliydi.Yoldaşlık artık cisimlenme hatlarına pek güvenmediği için bunca yolu bu soğukta yürüyerek tepmişlerdi.Herkesin nerede olduğunu sorduğunda Hillary "birazdan gelecekler" yanıtını verdi.Dediği gibi oldu ve 3 4 dakika sonra yoldaşlık odaya doluştu ve vakit kaybedilmeden konuya geçildi.Yakayı ele veren ve hakkında yakalanma emri çıkartılan ölüm yiyen Madison Crystal Lestrange di.Daha önce adını pek duyan yoktu ancak şimdi tüm yoldaşlık biliyordu.Tam tahmin ettiği gibi piyango ona vurdu ve yakalama görevine gidecek o "şanslı" insanlardan biri oldu.Çok geçmeden kiminle gideceğini öğrendi.Hilarryle gidecekti.Hillary'e döndü ve hafifçe gülümsedi.Son kararlar alınıp planlamalar yapıldıktan yoldaşlık dağılmaya başladı.Lucius Kapının önünde Hillary'i bekliyordu.

Konu: Geri: Görev Salı Ocak 04, 2011 12:08 am

Hillary bu kasvetli havadan sıyrılmaya çalışıyordu. Üzerine cübbesini geçirdi, Lucius u bekletmek istemiyordu... Arkadaşı, pek samimi olmasalar da onunla konuşuyorladrı... Hillary onun hakkında hep ''Slytherinden çıkan tek adam gibi adam'' derdi. Doğruydu da, onun gibi dürüst, cesur, akıllı... Kendisi bir Gryffindorlu olmasına ramen öyle olamamıştı. Bu adam Slytherinliler hakkındaki bütün görüşlerini değiştiriyor, onları bir nebze de olsa sevdirmeyi başarıyordu. Demek ki onların arasında da iyi insanlar vardı...

Biraz geçti, şimdi tahta merdivenlerden iniyordu, arkadaşının yanına. Bu görev gerçekten önemliydi ve Onlar seçilmişlerdi. O kadını bulmaları gerekiyordu... Ne olursa olsun! Bulacaklardı da, ilk önce Ölüm yiyenlerin sıklıkla gittikleri yerlere bakılacaktı. Öyle olmalıydı... Yoksa nereden bulacaklardı ki? her yere gitmiş olabilirdi... O bir cadıydı! Ve artık üzerinde izleme büyüsü yapılamıyordu... Onu kendileri arayarak bulmaları lazımdı. Hızla kapıyı açtı ve

''Ah af edersin Lucius. Beklettim mi?'' dedi. Lucius un kızgın olmadığını görünce devam etti,

''Evet... Nerelerden başlayacağız? Knoctrn Yoluna ne dersin? Ölüm Yiyenler oraya bayılırlar...''

Konu: Geri: Görev Salı Ocak 04, 2011 8:48 pm

Crystal ve Isadora Quagmire, Borgin ve Burkes'ten çıkınca Karanlık Mahzen'e doğru yürümeye başladılar. Isadora, Crystal'ın okuldan arkadaşıydı. O zamanlarda soyadı Baudelaire'dı. Duncan Quagmire ile evlenince soyadı Quagmire olmuştu.

Şimdi ise Karanlık Mahzene doğru yola koyulmuşlardı.Orada Ölüm Yiyen'ler ara sıra parti yaparlardı. İki kadı uyanık bir şekilde yürürken şüpheli görünüşlü bir kadın ve bir adam dikkatini çekti. Crystal kadını tanıyınca hemen Isadora'yı duvarın arkasına çekti.

"N'oluyor?"diye sordu Isadora.

"O kadını gördün mü?" diye sordu Crystal. Isadora hayır anlamında başını sallayınca devam etti. "O kadın Hillary Bucks. Bize kaç kere yüzünü göstermişti yanlışlıkla öldürmeyelim diye unuttun mu? Tahminimce o adam da bir Yoldaşlık üyesi."

"İyi de ne yapacağız?"

"Basit. İlk önce ben hiçbir şeyi farketmemişim gibi yürüyüp gideceğimiz yöne gideceğim. Sen de buradan beni izleyeceks,n. Eğer onlar bana saldırırsa karşılık vereceğim -tabii ki kadını öldürmeyeceğim- o arada da sana sesleneceğim. Sen de Karargah'a gidip diğerlerine haber vereceksin ve yardım getireceksin. Anladın mı?"

Isadora evet anlamında başını salladı. Böylece Crystal kaldığı yerden yola devam etti. Bakalım ne yapacaklardı? Onlar saldırmazlarsa Crystal büyük ihtimalle arkalarına geçip kadını etkisiz hale getirir ve adamı tuttuğu gibi Karargah'a götürürdü.

Konu: Geri: Görev Salı Ocak 04, 2011 9:17 pm

Karanlık mahsenden çıkan Lucius ve Hillary Knockturn yolunda yürümeye başladılar.İkisi de gelebilecek her türlü tehlikeye karşı sağ ellerini asalarına yakın tutuyorlardı.Burada onlar gibilerin iyi karşılanmayacağı belliydi.
Sokak çok kalabalık sayılmazdı,yan yana yürüyen ve geçerken Luciusa pis pis sırıtan cadılar ve fazlasıyla tekinsiz görülen iki üç büyücü dışında boş sayılırdı.Ne yazık ki sokağın boş olmasıyla iki kat dikkat çekmişlerdi.
Lucius adımlarını hızlandırdı,bu iğrenç sokakta geçireceği bir dakikayı iki gün ekstra mesaiye tercih ederdi.Lucius'un adımlarını hızlandırdığını gören Hillary hiç ses çıkarmadan ayak uydurdu.
Onunda burada kalmak istemediği belliydi.Sonunda yol boyunca lambaları kırılmış ve iki yanı -eskiden kullanımda olan ancak çürümeye bırakılan- dükkanlarla çevrelenmiş bir sokağa saptılar.
Hava gittikçe kararıyordu Lucius saatin kaç olduğunu merak etti.Sokakta onlardan başka kimsecikler yoktu.Tam o sırada karşıdan gelen, bir cadı gördüler,tanınmamak için cübbesnin içine iyice gömülmüş,koşar adımlarla yürüyordu.
Hillary ve Lucius'u gördüğünde biraz duraksadı.Sonra tekrar yürümeye karar verdi.Bir anlık duraksaması,kim olduğunu anlamalarına yetmişti.Lucius hafifçe sırıttı.Hillary'e döndü ve
"Ne dersin yoldaşlık bunu self servis mi yoksa paket olarak mı kabul eder? "

Konu: Geri: Görev Salı Ocak 04, 2011 9:38 pm

Hilllary arkadaşının sesiyle kendine geldi.

"Ne dersin yoldaşlık bunu self servis mi yoksa paket olarak mı kabul eder? "

Hillary bir kahkaha patlattı. sonra da ''Eminim paket olarak isterler.'' dedi gülümseyerek. Sonra ikisi birden hızla yürüyen kadına baktılar. Uygun anı kolluyorlardı. O ise hızla yürüyor onlara daha çok yaklaşıyordu. Hillary bir an Lucius' un yüzüne baktı. Talimat bekliyordu. Lucius tamam der gibi gözlerini kırpınca asasını cübbesinin cebinden çektiği gibi haykırdı kadına

''Sersemlet''

Lucius da aynı şeyi yaptı ama kadın çoktan büyüyü engellemişti bile. Biraz sonra etrafları en az beş ölüm yiyenle sarıldı. İşler sarpa sarıyordu. Planladıkları bu değildi ve nasıl kurtulacaklarını bilmiyorlardı. Hillary Lucius' un önüne geçmeye çalışıyor ona zarar gelmesi engellemek istiyordu. Lucius da aynı fikirde olsa gerek aynı şeyleri yapıyordu. Bir anda Hillary haykırdı

''Kaç lucius... Kaç...''

Konu: Geri: Görev Salı Ocak 04, 2011 10:06 pm

Crystal, o ikisinin önünden hızla yürürken adam onu Sersemletmeye çalıştı. Bu büyük bir hataydı. O sırada adeta duvarla bir olmuş olan Isadora da hızla cisimlendi ve beş Ölüm Yiyen'le birlikte geri döndü. Beş Ölüm Yiyen ve Isadora Hillary Bucks'a ve yanındaki Yoldaşlık üyesi adama saldırdılar. Aslında Crystal'ın gözü onu bir yerden ısırıyordu ama nereden? Kesinlikle daha önce görmüştü o adamı. Crystal bu konuyu zihnine kaydederek düelloya devam etti. Bir anda Bucks haykırdı.

''Kaç Lucius... Kaç...''

Lucius. Crystal bu ismi hafızasına kaydetti. Bu arada Üç Ölüm Yiyen yerdeydi. Onun dışında Isadora ve iki Ölüm Yiyen hala dövüşüyorlardı.

"PETRİFİCUS TOTALUS!"

Crystal bağırılarak söylenen büyünün anlamını idrak edince kırmızı ışın ona çarptı ve onu kaskatı bir halde yere devirdi.

Büyünün ona isabet etmesiyle Lucius denen adam tüm gücüyle iki Ölüm Yiyen'i ve Isadora'yı başından atarak ona doğru hamle ederken çabuk toparlanan Isadora ona bir kırmızı ışın yollayıp dikkatinin dağılmasını salladı. Kırmızı ışın adama giderken Isadora çoktan Crystal'ı çözmüştü.

Isadora, Yoldaşlık üyesi adamla düello ederken Crystal asasını adama nişan alıp haykırdı. "Sectumsempra!"

Crystal'ın asasından çıkan bir kırmızı ışın son hızla ona doğru gidiyordu. Oysa adam hala o ışını fark etmemişti.

Konu: Geri: Görev Çarş. Ocak 05, 2011 9:18 pm

Hillarynin uyarısıyla kendini yere atan Lucius son anda kurtulmuştu.Düşünecek vakti yoktu hemen ayağa kalktı ve Hillary'nin yanına koştu.Ölüm yiyenlerin neredeyse hepsi çözülmüştü,Lucius hiç durmadan haykırıyordu;
"Expelliarmus"
Bir kaç ölüm yiyeni sere sermeyi başardıktan sonra Kafasını Hillary'e çevirdi,üç ölüm yiyen etrafını sarmış gitgide yaklaşıyorlardı.Lucius bağırdı;
"Aqua Erecto"
Asasından çıkan kaynar suyun acısıyla ölüm yiyenler geriye çekilmiş,suyun değdiği yerlerini ovuşturuyorlardı.O sırada boşluktan istifade eden Lucius Hillary'i kolundan tuttu ve delicesine koşmaya başladı,Luciusa ayak uydurmaya çalışan Hillary tüm gücüyle koşuyordu.
Yavaş yavaş kendine gelen Madison koştuklarını gördü,ancak aralarındaki mesafe açılmıştı,asasını doğrulttu ama bu mesafeden tutturamayacağını biliyordu.
Diğer ölüm yiyenlerin toplarlanmalarına yardım etti ve dağılarak aramalarını söyledi,altı ölüm yiyen ikili gruplar halinde Knockturn sokağına dağılmışlardı.Madison Isadoraylaydı.
Bu sırada koşmaktan bitkin düşen Hillary ve Lucius yavaşladı,Lucius Hillary i terk edilmiş boyası bakımsızlıktan iki üç ton açılmış,pencelere pervazları kırılmış ancak kapısında hala kilit olan bir dükkana doğru çekti.Anlam veremeyen bakışlarla bakan Hillary'e ana sokağa çıkmalarının tehlikeli olacağını en azından etraf sakinleşene kadar beklemelerinin daha mantıklı olduğunu söyledi.Hafifçe asasını kilide dokundurdu;
"Alohomora"
Tık sesiyle açılan kilidi çıkardı ve kapıyı açtı.Hillaryde içeri girdikten sonra kilidi eski haline getirdi.
İçerisi dış kısmındanda berbattı,bir zamanlar koyu yeşil olduğunu tahmin ettiği duvar kağıtları dökülmüş yerinde kalmakta ısrar edenlerse sararmıştı.
Girişin sağ tarafında küçük oymaları olan mermer bir şömine vardı,ancak şömine üzerine örtülen toz bulutundan ancak seçiliyordu.
Lucius içerideki odalardan birine girdi,yer yer kırılmış kitap rafları ve yayları çıkmış eski püskü bir koltuk vardı.
Hillary Lucius'un yanına geldi.Lucius;
"Sanırım paket kısmı onu kızdırdı ne dersin? dedi gülümseyerek,ortamı biraz rahatlatmaya çalışıyordu.
O sırada kapıdan gelen tıkırtıyla irkildi.Kim odluklarını tahmin etmek pek zor değildi.Ama asıl soru onları nasıl bulduklarıydı.Kafasını hafifçe salladı;
"Kokumuzu takip etme ihtimalleri?"

» Görev...